İstanbul Çatalca’da 460 hektarlık maden sahasında taş ocağı işletmeciliği yapan MAY Yapı, delme ve patlatma yöntemiyle çıkarttığı kalker taşını, kırma eleme tesislerinde işleyerek günde 5 bin ton taş üretimi gerçekleştiriyor. Üretim sürecinin tamamında iş makineleri kullanan firma, Hidromek’in yeni H4 Serisine ait HMK 390 LCHD paletli ekskavatörünün gücü ve performansıyla üretim kapasitesini artırdı.
Yüksek Mühendis Mukbil Aykut tarafından 1960 yılında kurulan MAY Yapı, kum ve çakıl işletmesi olarak başladığı faaliyetlerini zaman içerisinde genişleterek, madencilik sektörüne adım attı. 1970 yılında ise Çatalca’ya bağlı Muratbey Köyü yakınlarındaki 460 hektarlık maden sahasının ruhsatını alan firma, ocak işletmeciliğine soyunarak, taş üretimine başladı. Taş ocağında delme ve patlatma tekniğiyle kalker taşı çıkartan MAY Yapı, patlatılan malzemeyi iki kırma eleme tesisinde kırıp, çeşitli eleklerden geçiriyor ve farklı boyutlarda kullanıma hazır hale getiriyor.
Taş üretimi ve kullanımı
Ocaktan çıkartılan taşın kırma eleme tesislerinde işlenerek mıcır, balast, mekanik, taş tozu ve stabilize malzeme olarak satışa sunulduğunu ifade eden MAY Yapı Genel Müdürü Ömer Adnan Yüce, ayrıca ocaktan direkt olarak ocak taşı, liman taşı, duvar taşı ve ocak artığı malzemelerin de satıldığını söyledi. Şirketin ISO 9001, 14001 ve 18001 belgelerine sahip olduğunu ve bu doğrultuda üretim yapıldığını kaydeden Ömer Adnan Yüce, tesiste üretilen malzemelerin otoyol, demir yolu ve havaalanı pist inşaatları olmak üzere tüm yapı sektörü ile çimento ve beton üretiminde kullanıldığına dikkat çekti.
Rezerv ve üretim kapasitesi
“Taş ocağımız, yaklaşık 30 yıllık bir rezerve sahip” ifadelerini kullanan Genel Müdür Yüce, rezerv ve üretim kapasiteleriyle ilgili şunları söyledi: “En son yapılan sondaj çalışmasında ocağımızın yaklaşık 65 milyon ton rezerve sahip olduğu belirtildi. Bu rezerv, şu anki ortalama üretimimizi baz alırsak yaklaşık 30 yıla tekabül ediyor. Şu anda günlük 5 bin tonun üzerinde üretim yapıyoruz. Üretimimiz iklim koşullarına ve piyasa taleplerine göre değişiklik gösterebiliyor. Müşterilerimizin taleplerine göre üretim kapasitemizi düzenliyoruz.” Pandemi döneminde gerekli önlemleri alarak çalışmalara aralıksız devam ettiklerini de belirten Yüce, “Pandemide faaliyetlerine ara vermeden devam eden ender sektörlerden birisiyiz. Üretimimiz hiç durmadı, tüm hızımızla çalıştık. Çünkü; ürettiğimiz taş, hayatımızın tüm alanlarında kullanılıyor” dedi.
”Ekskavatörler vazgeçilmezimiz”
Ocakta delme ve patlatma tekniği ile taş çıkarttıktan sonra iş makinelerine yoğun olarak ihtiyaç duyduklarının altını çizen Ömer Adnan Yüce, “Ocağımızın bazı alanlarında çeşitli nedenlerden dolayı patlatma yapamıyoruz. Bu alanlarda iş makineleri devreye giriyor ve hidrolik kırıcılarla çalışıyoruz. Üretimimizin aksamaması için üç ekskavatörümüz hidrolik kırıcı ile günlük 16 saat çalışıyor. Tabii patlama sonrasında çıkarılan malzemenin kırma eleme tesisine taşınması sırasında da iş makinelerini kullanıyoruz. Özellikle ekskavatörler hem delme hem de yükleme sırasında bizim vazgeçilmezimiz.”
“Hidromek ile aile gibiyiz”
Ekskavatör grubundaki marka tercihlerini uzun yıllardan itibaren Hidromek’ten yana kullandıklarını belirten Yüce, yakın zamanda yeni H4 Serisine ait HMK 390 LCHD paletli ekskavatörü makine parklarına eklediklerini söyledi. Genel Müdür Yüce, “Hidromek ile 2013 yılında çalışmaya başladık ve bu zamana kadar gerek makine gerekse servis hizmeti noktasında hiçbir sorun yaşamadık. Hidromek, taleplerimizi en kısa sürede yerine getirerek, sorunları kısa sürede çözüyor. Hidromek’in desteğini her daim hissediyoruz, bir aile gibi yanımızda yer alıyor. Hidromek’ten ilk ekskavatörümü yaklaşık 7 yıl önce satın almıştım. Makineden memnun kaldığımız için ekskavatör seçiminde yeniden Hidromek’i tercih ettik ve geçtiğimiz günlerde yeni H4 Serisi HMK 390 LCHD paletli ekskavatörü parkımıza kattık. Yeni HMK 390 LCHD’nin gücünden ve performansından çok memnunuz.”
“HMK 390 LCHD ile tüm işlerin üstesinden geliyoruz”
Bulundukları maden sahası ruhsatının 460 hektarlık alanı kapsadığını ifade eden MAY Yapı Maden Mühendisi Özkan Toprak, bu alanın 400 hektarlık kısmında faaliyet gösterdiklerini söyledi. Saha ruhsatının MAY Yapı’ya ait olduğunu fakat alanda 4 farklı maden firmasının çalıştığını dile getiren Toprak, “Sahada MAY Yapı’ya ait 2 adet 110’luk ve 2 adet 140’lık olmak üzere toplam 4 adet kırma eleme tesisi bulunuyor. Tesisimiz günlük 15 bin ton üretim kapasitesine sahip ama biz kapasitemizin yüzde 30’unu kullanıyoruz. Üretimlerimiz mevsim koşullarına göre farklılık gösteriyor” dedi. Sahada iş makinelerini yoğun olarak kullandıklarına dikkat çeken Toprak, iş makinelerinin özellikle delme, patlatma ve akabinde kırma eleme tesisine nakli söz konusu olduğunda vazgeçilmez ekipmanlar konumuna yükseldiğini söyledi ve şunları ekledi: “Sahamızda patlatma ve hidrolik kırıcı ile çalıştığımız alanlar bulunuyor. Bu alanda çıkarttığımız taşlar, iş makinelerinin yardımıyla kırma eleme tesisine taşınıyor ve burada kırılıp, işlenerek satışa hazır hale getiriliyor. İş makinelerini ocaktaki üretimin vazgeçilmez ekipmanları olarak görüyoruz. Özellikle Hidromek’ten satın aldığımız yeni H4 Serisi HMK 390 LCHD paletli ekskavatörle tüm işlerin üstesinden geliyoruz.”
“Seri ve yüksek performanslı
30 yıldır operatörlük yapan Sami Çalıcı, MAY Yapı’nın parkına kattığı yeni HMK 390 LCHD paletli ekskavatörü kullandığını ve makineden çok memnun kaldığını söyledi. HMK 390 LCHD serisini hem yükleme hem de hidrolik kırıcı ile delme işleminde kullandığını belirten Çalıcı, “HMK 390 LCHD, çok kullanışlı, seri ve performansı yüksek bir makine. Makine, özellikle malzeme koparmada işlem sırasında zorlamıyor ve direkt kendini korumaya geçiyor. Bu da makinede meydana gelebilecek hasarların önüne geçiyor. Makinenin kabini de oldukça rahat ve ferah bir şekilde tasarlanmış. Yeni makinemizin gücü ve performansı ile aynı çalışma sürelerinde üretim kapasitemizi artırdık. HMK 390 LCHD, sağladığı yakıt tasarrufu ile de dikkat çekiyor. 2013 yılından bu yana Hidromek’in ekskavatörünü kullanıyoruz ve çok memnunuz” ifadelerini kullandı.