TÜRKİYE’NİN YERLİ KIRICI MARKALARINDAN BİRİ OLAN BEYER MAKİNA, BÜNYESİNDEKİ EVORTLE MARKASI İLE ÜRETTİĞİ MOBİL ELEME, KIRMA, YASTIKLAMA VE KONVEYÖR SİSTEMLERİ İLE SEKTÖRE HİZMET VERİYOR. BAŞTA ABD, ALMANYA, YUNANİSTAN VE JAPONYA GİBİ ÜLKELERE MAKİNE İHRACATI YAPAN BEYER MAKİNA’NIN FAALİYETLERİNİ VE MADEN SEKTÖRÜNE YÖNELİK ÜRÜNLERİNİ FİRMANIN GENEL MÜDÜRÜ EYYUP MANTAR İLE KONUŞTUK.
BEYER MAKİNA’NIN KURULUŞ SÜRECİ VE FAALİYETLERİ HAKKINDA BİLGİ VERİR MİSİNİZ?
Beyer Makina yabancı sermayeli bir şirket olarak bir Alman mühendis tarafından kurulmuştur. 1980’lerde Türkiye pazarına girmek için bir ofis açmış ama satış konusunda çok başarılı olamamış. Kendisine, bir üretim tesisi kurması tavsiye edilmiş ve 1988 yılında Ankara Gölbaşı’nda bir atölye ile işe başlamış. Beyer Makina, Türkiye’nin maliyet avantajlarını kullanarak zamanla Almanya için üretim yapan bir şirket haline dönüşmüş. Bu arada Alman sanayici, yaşlandığından dolayı 2009 yılında şirketi Türk yöneticilere devretmiş. Günümüzde ise faaliyetlerine devam eden Beyer Makina madencilik, inşaat ve enerji sektörü için seyyar kırma, seyyar eleme, yastıklama tesisleri, susuzlandırma eleği, her türlü sabit ve teleskopik konveyör bantlar üretiyor. Ayrıca müşteri isteklerine göre kırma, eleme veya yükleme işlerinde projeye özel çizim ve imalatlar yapabiliyoruz. Beyer Makina olarak kendi projemizi çizip, kendi tesisimizde üretim yapabiliyoruz. Ayrıca AR-GE ve inovasyon peşinde koşan dinamik, kabiliyetli ve tecrübeli bir işletmeyiz.
BEYER MAKİNA’NIN BÜNYESİNDE OLAN EVORTLE MARKASI HAKKINDA DA BİLGİ VERİR MİSİNİZ?
Beyer Makina ile yola devam ederken, hiç kimseye benzemeyen bir marka sahibi olmak istememiz bizi çeşitli arayışlara itti ve aylarca süren analizlerimiz sonucunda yeni markamızı oluşturduk. Bizim sektörde genelde hayvan isimlerini marka olarak alma geleneği var. Biz de, çene sağlamlığı konusunda en güçlü hayvanlardan biri olan Timsah Kaplumbağasını logo olarak aldık. Evortle adına şirket kurarak makinelerimizi üretiyor ve dünyaya pazarlıyoruz.
MADEN SEKTÖRÜNE YÖNELİK ÜRÜNLERİNİZ İLE İLGİLİ DETAYLI BİLGİ VERİR MİSİNİZ?
Geçmişte ve halen madencilerimiz için proje bazlı kırıcı, elek, konveyörlü taşıma ve ayırma sistemleri yapıyoruz. Bu konuda teklifler geldiğinde heyecanlanıyoruz. Madencilerimizin sorununu çözmek bize de mutluluk veriyor. Bugüne kadar magnezit, kömür, tuz madenleri ve taş ocakları için üretim yaptık. Anahtar teslim projeler ürettiğimiz gibi tesislerin iyileştirilmesi veya modernleştirilmesine yönelik kısmi projelerimiz de oldu. Aslında paletli seyyar kırıcımız CT 850 ve paletli seyyar eleme tesisimiz BM 4015-T madencilerimizin kırma ve eleme işlerini rahatlıkla görüyor. Bu makinalarımız maden sahasına sevk edildikten beş dakika sonra kullanılmaya hazır oluyorlar ve proje bittiğinde de başka bir göreve kolaylıkla nakledilebiliyorlar.
BEYER MAKİNE OLARAK YENİ NESİL KIRMA ELEME MAKİNELERİNİZ MEVCUT. BU MAKİNALARINIZ HAKKINDA DETAYLI TEKNİK BİLGİ VEREBİLİR MİSİNİZ?
Sabit kırma ve eleme tesislerini üreten çok sayıda sanayicimiz olduğundan, stratejik bir kararla, seyyar tesis imalatında uzmanlaştık. Bu boyutlarda seyyar kırıcı üreten Türkiye’deki tek, dünyadaki bir kaç şirketten biriyiz. Seyyar Çeneli Kırıcılar üretiyoruz. Çeneli Kırıcılar giren malzemeye göre en iyi sonuç alınabilen, istikrarlı ve en ekonomik kırıcılardır. Bunun yanı sıra genel olarak tesislerde Primer Kırıcı olarak kullanılıyorlar. Seyyar olması ve her yere götürülebilmesi, beş dakika içinde kurulup çalıştırmaya başlanabilmesine imkân tanıyor. Ayrıca dizel motorlu modellerimiz, elektriğin olmadığı yerlerde de kolaylıkla işlerin devamlılığını sağlıyor. AR-GE projesi olarak tamamladığımız Evortle Seyyar Kırıcı CT850; güçlü, istikrarlı ve ekonomik olmasının yanı sıra iş makineleri ihracatında yaşadığımız taşıma sorunlarını da çözebilmek adına kompakt ölçülere ve ağırlığa sahip; bir 40 HC konteynere rahatlıkla sığabiliyor. Dünyanın bir ucundan öbür ucuna tır ile taşıma sağlayamazsınız ama konteyner taşımacılığı sayesinde navlun maliyetlerini düşürebilmek mümkün. Sırf bu sorun üzerine AR-GE çalışması yaptık. Tüm bunların yanı sıra eleklerimizde rakiplerimizden farklı olarak eksantrik milli cebri sistem kullanıyoruz. Bu sistem daha küçük boyutlu eleklerle daha yüksek miktarda ürün boyutlandırmasını, eleğin sürekli ve düzgün çalışmasını sağlıyor.
Eleklerimiz uzun yıllar çok masraflı olmayan düzenli bir bakımla faaliyetine devam edebiliyor. Ayrıca katı atıkları hafif atıklardan ayırabilen sulu ayırıcı üreten dünyada birkaç şirketten biriyiz.
İHRACAT ÇALIŞMALARINIZ NELERDİR? KAÇ ÜLKEDE FAALİYET GÖSTERİYORSUNUZ? DETAYLI ANLATIR MISINIZ?
Türkiye yılda 17 milyar dolarlık makine ihracatı yapıyor. Beyer Makina olarak buna katkıda bulunuyor olmaktan çok mutluyuz. Çünkü bizim ihraç ediyor olmamız demek, beraber çalıştığımız işletmelerin de dünya kalitesinde ve standardında üretim yaptığını gösteriyor. Bu da imalat sanayinde ne aşamaya geldiğimizin açık bir kanıtı. Satışlarımızın %80’ini ihraç ediyoruz. ABD, Almanya, Yunanistan ve Japonya başlıca ihracat yaptığımız ülkeler arasında yer alıyor. Fakat sürekli yeni pazarlar, yeni alıcılar ve satıcılar arıyoruz. Bu işin eğitimini almış, yabancı dil sorunu olmayan genç ve dinamik bir ekip kurduk. Web sayfalarımızı ve broşürlerimizi son bir yıl içinde güncelledik. Sosyal medya hesaplarımızı düzenli olarak besliyoruz ve gelen mesajları cevaplıyoruz. Sektörel web sayfalarında ilanlarımız yayınlanıyor. Rakiplerimizi ve potansiyel müşterilerimizi takip ediyoruz. Pandemi dolayısıyla yurtdışı fuarlara katılamasak da interneti temas kurma, ilişkileri geliştirme adına çok sık kullanıyoruz.
BAYER MAKİNE’NİN ÜRETİM KAPASİTESİ HAKKINDA DA BİLGİ VERİR MİSİNİZ?
Bugünkü kapasitemiz ile yılda ortalama 50 makina üretebiliyoruz. İşimizi ve ne yapacağımızı iyi bildiğimiz için, personel sayımızı ve çalışma alanımızı çok kısa bir sürede büyütmeyi hedefliyoruz.
SON OLARAK EKLEMEK İSTEDİĞİNİZ BİZ ŞEY VAR MI ?
Küresel İklim Değişikliği’nin yıkıcı etkilerine sel, orman yangınları ve çevre tahribata hepimiz yakından şahit oluyoruz. Kentsel dönüşüm politikası çerçevesinde eski binaları yıkıp yenileri inşa ediliyor. Peki, çıkan molozlar ne yapılıyor? Belediyelerin gösterdiği yere, doğaya, öylece bırakılıyor. Hâlbuki bu molozları geri dönüştürebiliriz. Bugün Avrupa ve ABD bunu yapıyor. Hem önemli bir kaynağı heba ediyoruz, hem de doğaya üstesinden kolaylıkla gelemeyeceği yeni yükler yüklüyoruz. Kaynaklarımızı kullanırken sanki bizim neslimiz ile birlikte dünyanın sonunun da geldiğini kabul etmiş gibi davranıyoruz. Hâlbuki bu dünya bize dedelerimizden miras kalmadı; biz onu çocuklarımızdan ödünç aldık. Ülkemizin yetiştirdiği önemli sanayicilerimizden Faruk Eczacıbaşı’nın yazdığı kitabın adından da anlaşıldığı gibi aslında her şey “Daha Yeni Başlıyor”. Şirketimiz her ne kadar 33. yaşını kutluyor olsa da, bizim için de gelecek daha yeni başlıyor.