Eti Bakır Samsun İzabe ve Elektroliz Tesisi, amonyum sülfat gübresi üretiminde AB standartlarının sağlanması için gerekli yetkinlikleri yerine getirerek CE sertifikası almaya hak kazandı. Eti Bakır, böylece Türkiye’de bu sertifikaya sahip, ilk amonyum sülfat üreticisi oldu.
Tarım faaliyetlerinde verimin artırılmasını sağlayan amonyum sülfat gübresi, içerdiği azot ve sülfür sayesinde toprağın işlenmesi, bitkilerin ve ağaçların yetişmesi için toprağı verimli hale getiriyor. Türkiye’nin yıllık 1 milyon ton amonyum sülfat gübresi ihtiyacının %50’sinden fazlasını tek başına karşılayabilecek kapasiteye sahip olan Eti Bakır Samsun İzabe ve Elektroliz Tesisi, amonyum sülfat üretiminin AB standartlarına uyumunu, CE sertifikasıyla tescilledi. Ankara Ticaret Odası’nda düzenlenen Gübrede Avrupa Birliği (AB) Regülasyonu ve CE Sertifikasyon Semineri’nde, CE belgesini Eti Bakır Samsun İşletmesi adına Amonyum Sülfat Ünitesi Başmühendisi Bilal Osman Turan ve Laboratuvar Mühendisi Ayhan Hacıismailoğlu aldı.
CE Sertifikası, ürünün güvenirliğini kanıtlar nitelikte
Avrupa Birliği’ne üye ülkelerde ürün satışı yapmak için en önemli koşullar arasında yer alan CE Sertifikası (Conformité Européenne), ürünlerin hayvan ve bitki sağlığı için tehlike oluşturmadığını ve amacına uygun kullanılması halinde çevreye bir zararı olmadığını kanıtlıyor. CE belgesi, AB dışında üretilen ürünler için aynı zamanda bir pasaport niteliği taşıyor.
Asım AKBAŞ – Eti Bakır Samsun İzabe ve Elektroliz Tesisi Genel Müdür Yardımcısı
Yılda 665 bin tonluk üretim kapasitesi
Türkiye’nin tek izabe tesisi olan Eti Bakır Samsun işletmesinin Genel Müdür Yardımcısı Asım Akbaş, “Samsun işletmemizde, bakır üretiminde yan ürün olarak ortaya çıkan sülfürik asitten amonyum sülfat gübresi üretiyoruz. Yılda 665 bin tonluk üretim kapasitemiz, Türkiye’nin amonyum sülfat ihtiyacının yarısından fazlasını karşılıyor. Teknik değerlendirme ve analizlerin yetkili akredite laboratuvarlar tarafından gerçekleştirilmesi sonucu ürünümüzün CE kapsamına alınması, üretici olarak bir anlamda garanti beyanı anlamı taşıyor. Kaynakların etkin ve maksimum verim hedefiyle kullanımının yanında, üretimin güvenli koşullarda yapılmasına ve uluslararası standartlara uygunluğuna önem veriyoruz” ifadelerini kullandı.
