KÖMÜRDER’den pandemi süreci değerlendirmesi

Kömür Üreticileri Derneği (KÖMÜRDER) Yönetim Kurulu Başkanı Gökalp Büyükyıldız, pandemi sürecinin Kömür üreticilerinin üzerindeki etkilerini Maden ve Ocak Teknolojileri dergisine anlattı. 2020 yılının kömür üreticileri için parlak bir yıl olmadığının altını çizen Büyükyıldız, “Bu yılki hedefimiz, pandeminin etkisine göre önceki planlamalarımız revize etmek ve 2021 yılından itibaren ülkemizin büyüme hedefinde sektörümüzün payını artıracak hazırlıkları yapmak” dedi

Öncelikle 2019 yılını sektör açısından genel olarak yorumlar mısınız? Kömür üreticileri için nasıl bir 2019 geçirdi?

2019 yılı, kömür üretimi açısından 2018 yılına göre biraz daha durağan geçti diyebilirim. Çünkü 2018 yılında üretim açısından bir rekor yaşanmış ve kömür üretimi 100 milyon tonu aşmıştı. 2019 yılında ise 91 milyon tonluk bir üretim yapıldı ve bu anlamda 2018 yılının biraz gerisinde kaldık maalesef.

Ancak şu gerçeği vurgulamak gerekiyor; Türkiye’de kömür politikaları özellikle son yıllarda büyük bir değişim ve dönüşüm geçirmektedir. Kömür arama çalışmalarının hızlandırılmasından üretimdeki artışlara, kömürün enerjide daha fazla kullanılmasından ithal kömür karşısında yerli kömürü koruyan bazı düzenlemelere kadar yapılan bütün çalışmalar sektörümüzün dinamikleri açısından çok önemlidir.

Öte yandan madenciliğimizin gelişmesine katkı yapması ve sektöre yön vermesi beklenen yeni Maden Kanunu için 2019 yılı başından itibaren Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımızın talimatıyla STK’ların da görüşleri alınarak önemli bir mesafe katedilmişti. Bu yıl pandemiyle birlikte biraz gecikecek olsa da yeni Maden Kanunu’nun yakın bir sürede tamamlanacağını ve sektörümüze önemli bir ivme kazandıracağını düşünüyorum.

Derneğimiz açısından bakacak olursak 2019 yılı hareketli geçti diyebilirim. 18-19 Nisan 2019 tarihlerinde 3. Uluslararası Temiz Kömür Teknolojileri Fuarı ve Çalıştayı’nı gerçekleştirdik. Yüksek bir katılımla ve başarıyla tamamladığımız bu etkinlik ile kömürlerimizi ve kömüre dayalı elektrik santrallerimizi yeni ve çevreye duyarlı teknolojilerle işletebilme koşulları ortaya konulmuştur.

Bildiğiniz gibi Aralık 2019’da Çin’de ortaya çıkan Koronavirüs(Covid-19) geçen süre içinde tüm dünyayı etkisi altına aldı ve durum ciddileşerek sürmeye devam ediyor. Tüm sektörler bu durumdan çok etkilendi. Fuarlar ertelendi. Bu bağlamda Koronavirüs’ün kısa ve uzun vadede kömür üreticileri üzerinde bir etkisi oldu mu ?

Dünyada olduğu gibi şu anda ülkemizde de en önemli gündem maddesi olma özelliğini koruyan pandemi, sektörümüzü adeta durma noktasına getirmiştir. Zira özellikle yeraltı kömür işletmelerinde iş güvenliğini sağlayabilmek adına sadece asgari personel ile çalışılmak zorunda kalınmış, yatırım kalemlerine ait bazı yurtdışı menşeli firmalar tarafından yapılmakta olan işlerde teknoloji ve işgücü kesintiye uğramıştır. Mesela bu açıdan önemli bir ülke konumundaki Çin ile seyahat durduğundan bu ülkedeki bazı firmalarla yapılan ya da yapılması planlanan ticari anlaşmalar iptal edilmek veya ertelenmek zorunda kalınmıştır.

Geldiğimiz noktada henüz daha pandemi tam olarak atlatılabilmiş değildir ve pandemi sonrasına ait belirsizlikler devam etmektedir. Kömür sektörünün ve özellikle yeraltı kömür madenciliğinin doğal yapısı gereği diğer bütün sektörlere göre çok kırılgan bir yapısı vardır. Yeraltında herhangi bir mücbir sebeple faaliyetlere ara verilmesi veya uzun bir süre yapılamaması durumunda mücbir sebebin ortadan kalkmasına müteakip yeniden faaliyetlerine başlanabilmesi kolay olmamaktadır ve işlerin bırakıldığı yerden aynen devam edilebilmesi mümkün değildir. Genel olarak bütün dünyada işlerin pandemi öncesindeki gibi olmayacağı düşünülmektedir. Bu açıdan pandemi öncesindeki bazı planlamaların revize edilmesine ihtiyaç duyulacağı açıktır.

KÖMÜRDER olarak koronavirüs ile ilgili üyeleriniz ile bir herhangi bir tedbir çalışması yaptınız mı? Yaptıysanız detayları bizimle paylaşır mısınız?

Koronavirüse karşı işyerlerinde alınması gereken bir dizi tedbiri üyelerimizle sürekli paylaştık. Üyelerimizin iş ortamlarında uymak zorunda oldukları genel kuralları hatırlattık. Buna göre;

öncelikle devletimizin Sağlık Bakanlığı nezdinde oluşturduğu Sağlık Bilim Kurulu’nun bütün tavsiye ve kararlarına uygun hareket edilmesi gerektiğini üyelerimize ilettik.

Bu kapsamda;

  • İş güvenliğinin gereklerini yerine getirebilmek adına asgari sayıda personel ile çalışmaya yönelik planlanma ve organizasyon yapılması, işyerindeki bütün çalışanların fiziksel temaslarını engelleyecek önlemler alınması, üretim haricinde zorunlu faaliyetlerin minimum sayıda çalışan ile sürdürülebilmesine yönelik planlar hazırlanması,

  • Sosyal mesafenin korunması ve toplu şekilde bir arada bulunulmasının önlenmesi,

  • Kronik hastalığa sahip çalışanların öncelikli olarak izine ayırılması,

  • Çalışanların COVİD-19 hastalığı ve korunma yolları ile ilgili bilgilendirilmesi (afiş, anons),

  • İşyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanları ile dezenfeksiyon komitesi oluşturulması,

  • İşçi servis araçlarının her vardiyada dezenfekte edilmesi, servis kullananların ateşlerinin servise binişlerde düzenli olarak ölçülmesi,

  • Servis araçlarında mesafe korunarak oturma düzeni oluşturulması ve her personelin düzenli olarak aynı koltukta seyahat etmesi,

  • İşletmeye girişlerde termal kamera ile ateş ölçümü yapılması,

  • Hastalık şüphesi bulunanların naklinde kullanılan araçlarda separatör ile şoförün ayrılması,

  • Enfeksiyon bulgusu saptananların izolasyonu için ayrı oda düzenlenmesi,

  • Yurtdışı teması bulunan çalışanların izne ayırılması,

  • İşletmeye ziyaretçi ve satıcı firmaların kabul edilmemesi,

  • Revirin sık aralıklarla temizlenmesi ve dezenfekte edilmesi,

  • Banyo ve tuvaletlerin her vardiyada temizlenmesi ve dezenfekte edilmesi,

  • Hastalık bulaşı açısından daha riskli olan personele uygun kişisel koruyucular dağıtılması,

  • İşletme sınırları içinde çalışanların toplu olarak bulunabileceği yemekhane, çay ocağı ve kantin gibi yerlerin kapatılması,

  • Dezenfeksiyon ve kişisel koruyucu ekipmanların temin edilmesi,

  • Kişisel koruyucu donanımların işletmeye girildiği andan itibaren kullanması,

  • Olası vakaların COVID-19 rehberinde tanımlandığı şekilde sevk edilmesi,

  • Çalışanlar kendi isteği olmadan ücretsiz izne çıkarılmamalı, isteyen çalışanlara yıllık ücretli izinleri verilmelidir. Yıllık izni bulunmayan çalışanlar için kısa çalışma ödeneğinden faydalandırmak üzere gerekli başvuruların yapılması ve bu süreçte işçi çıkarılmaması gibi hususlarda üyelerimizin hassasiyet göstermeleri istenilmiştir.

Kömür Üreticileri Derneği (KÖMÜRDER) Yönetim Kurulu Başkanı Gökalp Büyükyıldız

ABD-İran Türkiye-Suriye gerilimleri ve sonrasında Koronavirüs ile krizlerle dolu bir 2020’ye adım attık. 2020’nin devamında ne gibi öngörüleriniz var? Maden sektörünü nasıl bir 2020 bekliyor?

Daha önce de belirttiğim gibi pandemi öncesi dünya ile pandemi sonrası dünyanın aynı olmayacağını düşünüyoruz. Ülkemiz için de durum aynıdır. Uzun bir süre maske, mesafe ve hijyen konularına öncelikle ve önemle uymamız gerekeceği devletimizin yetkilileri ve uzmanlar tarafından söylenmektedir.

Sağlık açısından alınan bütün kararlara uygun davranmak koşuluyla hayatımıza da bir şekilde devam etmek durumundayız. Ancak bu süreç, bütün sektörlerde olduğu gibi kömür üreticilerimizi daha önceki bazı planlamalarını yeniden gözden geçirmeye sevk etmiştir.

Diğer taraftan 25 Mart’ta sayın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımıza maden platformu tarafından 2020 yılının mücbir sebebe bağlı olarak sektörümüze olumsuz etkilerini içeren bir rapor sunuldu. Bu kapsamda Maden Kanunu gereğince üreticilerimizi ilgilendiren beyan ve ödemelerle ilgili bir çok yükümlülükler yıl sonuna kadar uzatıldı. Bu durum elbette sektörümüzü bir nebze rahatlattı.

Ancak pandemi sonrasında 2020 yılındaki olumsuzlukların etkisini kaç ayda atlatacağımız, sektörümüze özgü çalışma koşullarının nasıl değişeceği ve gelişeceği hakkında şimdilik bir tahminde bulunmak zor.

Sektörümüzün 2020 yılı ilk çeyreğindeki üretimin geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık %8,2 azalmasını da dikkate alırsak bu yılın üretim açısından çok iyi olacağını söylemek mümkün görülmemektedir. Bu yılki hedefimizin, pandeminin etkisine göre önceki planlamalarımız revize etmek ve 2021 yılından itibaren ülkemizin büyüme hedefinde sektörümüzün payını artıracak hazırlıkları yapmak olduğunu düşünüyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

scroll to top